Sayfalar

31 Aralık 2014 Çarşamba

Hosgeldin 2015...


Sevdiklerinizle saglikli ve mutlu bir yil diliyorum.2015 de tum dilekleriniz kabul olsun...

10 Kasım 2014 Pazartesi

1881 - 193∞


Atatürkü unutmak vatanını unutmaktır.Saygıyla sevgiyle ve hasretle anıyoruz seni Atam...


20 Ekim 2014 Pazartesi

...Neşeli Kavanozlar-2...

...Selam...
Ankarada güneş var ama soğuk da iki gündür yüzünü göstermedi değil. Malum Ankaramızın havası böyle yapacak birşey yok. Tabi alışmışız Antalyada hergün güneş görmeye. Olsun Ankaramız candır havasıyla insanıyla seviyoruz. Şu aralar pek birşey yapamasam da hediye gitmesi gereken yerler vardı. Bende epeydir kavanoz boyamıyodum. Dedim hadi yapayım. Bilenler bilir genelde cupcake temalı kavanozlar çalışmıştım. Bu sefer farklı olsun istedim. Elimde ne zamadır gezinen bu peçeteler vardı. Olur mu olmaz mı yakışır mı yakışmaz mı bilemedim. Sonunda yaptım. Fena olmadı gibi...




Güzel bir hafta diliyorum hepinize...
...Sevgiler...

16 Ekim 2014 Perşembe

...Being Human...


İsmini çok duyduğum ama hiç başlayamadığım bir diziydi. İngilterede epey popüler olup Amerikan versiyonu çekilicek kadar iddialı. Diziyi bitirdim ve konusu gerçekten insanı içine çekiyor ve diğer bölümlerde ne olucak diye düşünmene sebep oluyor. Gelin tanıyalım kimmiş bu karakterler.


 ...Konusu...
Being Humanın türler arası öyküsünün temelinde “uyum” teması yatıyor. Aynı evi paylaşan kurtadam, vampir ve hayaletin yer yer mizah unsurlarıyla örülü dostluğu, dizinin seyir zevkini arttıran unsurların başında geliyor. Bir vampir bir de kurt adam, birbirleriyle de çok yakın arkadaşlar. Aidan ve Josh’un yıllardır yaşadıkları hayat ve sahip oldukları anormalliklerinin ağırlığı, bir gün canlarına tak ediyor ve birlikte “normal” bir insan hayatı yaşamaya karar veriyorlar. Yani kimliklerinden tamamen uzak olarak… Hatta aynı hastanede çalışan ikili, birlikte ev bile tutuyorlar. Fakat eve gittiklerinde yalnız olmadıklarını farkediyorlar. Evin hayaleti yani Sally bu iki karakterle arkadaş olmayı başarıyor.

Aidan: 200 küsür yaşlarında bir vampir. Yıllarca vampir doğasına uygun olarak yaşamış olsa da artık o kültürden uzak kalmaya karar vermiş. Hatta “insan olma” fikri temelde ondan çıkma. Ama bunun tek bir söz ve kararla uygulayamayacağı bir şey olduğunu anlaması çok uzun sürmüyor. Zira şahsiyetin ait olduğu “grup” kendisini bırakmaya pek niyetli değil.

Josh: Her dolunayda kurta dönüşme meziyetine sahip olsa da bundan midesi bulunan bir kurtadam. Bir kurt adam tarafından ısırıldığı için başta ailesi ve nişanlısı olmak üzere bütün hayatını bıraktığı için durumuna tepkili, dolayısıyla bu plan onun da hoşuna gidiyor. Aidan’dan hallice onun da hayatı kendi içinde ayrı bir arap saçı.

Sally: Evin kadrolu hayaleti. İkili taşınmadan önce nişanlısıyla oturduğu evde hatırlayamadığı bir şekilde ölmüş ve hayaleti de evin içinde kalmış. Aidan ve Josh ile bir bağ kurması çok uzun sürmüyor ve onların da desteğiyle ruhunun huzur bulabilmesi için nasıl/neden öldüğünü anlamaya çalıştığı bir uğraşa giriyor.


 Twilight,vampir günlükleri serisinden uzak bir dizi. Her ne kadar vampir ve kurt adam durumlarına aşina olsak da bu sefer farklı bir açıdan bakmamızı sağlamışlar.
 4.sezonunda final yapılan dizinin bana sorarsanız bi kaç sezonu daha çekilebilirdi. Konu ve karakterler bu duruma müsaitti ama maalesef bitti. İzlemeyi düşünenlere kesinlikle tavsiye ederim. Şimdiden iyi seyirler...
...Sevgiler...


13 Ağustos 2014 Çarşamba

Nasıl anlatsam... Nerden başlasam...

Öncelikle umarım herkes iyidir ve her şey yolundadır.
Beni sorarsanız...
Son yayınıma baktım da ohoooo iyi tembellik yapmışım.İnsan yazmaya yazmaya alışkanlık yapıyor sanırım. Şuan ciddi anlamda kelimeleri seçerken zorluk çekiyorum.
Hmmm peki ben ne yaptım?


Malumunuz tayinimiz Ankaraya çıktı ve ev bulma telaşına düştük.Bu arada ben sınav hazırlıkları içindeyim falan fişman. Koca Ankarada insan ev bulamaz mı? Bulamadık!
Ya evler çok dökük ya uzak ya pahalı ya şu ya bu.Bide üstüne tam tayin dönemi olunca bizim ev bulma serüvenimiz 8-9 günü buldu. Bulduk boyasıydı tadilatıydı derken epey zaman geçti. Hadi bu seferde Antalyadan eşyalar gelcek onun telaşı başladı. Yaklaşık 2-3 haftalık internetsiz bir yaşamdan sonra çok şükür yerleştik hayatımızı düzene soktuk. Ama çok sıkıldık ve bunaldık bu süreçte...


İşlerimizi yoluna koyduktan sonra hem tatil amaçlı hemde annemleri ziyaret için bayramda annemlerin yazlığa gittik.İyi geldi ofumuzu attık biraz. Ablamlar da ordaydı ailecek güzel vakti geçirdik.


Ev yerleştirme öncesi fırsat buldukça bişeyler boyamaya çalıştım.Buda onlardan biri.Bu kek fanusunu kendime yaptım.Hediye ettiğim ve isteyenlere verdiğim için elimde pek birşey kalmıyor.Önceki yaptığım kek fanusum da burda bakmak isteyenlere...


İnşallah artık daha sık buralarda olurum.Malum bir buradayım sonra uzun süre yok oluyorum.Bazen istek dışı bazen tembellikten.
Herkese güzel günler diliyorum.

22 Haziran 2014 Pazar

Yeni hayat Ankara...

Herkese selamlar...
Yaşıyorum, hayattayım...:)
Sağolsun bazı blogger arkadaşlar merak etmişler bende iki laf atıp çıkayım dedim. En başta güzel haberimi vereyim tayin yerimiz belli oldu ANKARAdayız artık :))) 
Ocak ayında başlayan eğitim sürecinde eşimin gece gündüz çalışmaları sonucu memleketimize ve ailemizin yanına geri döndük. Bir nevi kürkçü dükkanı oldu. Evine yerleştin mi derseniz daha değil eşyalar yarın geliyor inşallah.Bu süreçte malum ev arama olayları çok vaktimizi aldı.Boya badana derken inşallah yarın bitiyor. Bu arada 2 hafta sonra sınavım var KPSS!!! Az vakit kaldığı için ders çalışmaya çalışıyorum ama bu tempoda biraz aksamalar oluyor tabi. Hayırlısı diyoruz. Bütün blogger arkadaşları çok özledim. Sınav ve ev yerleştirme olaylarım bitsin bloguma tam gaz devam edicem inşallah. Kimseye yorum yapıp laf atamadığım için kusura bakmayın telafi edicem hepinizi özlüyor ve seviyorum...





Güzel haftalarınız olsun.
Yakında görüşmek dileğiyle...

17 Nisan 2014 Perşembe

...Game Of Thrones...


Eveet efenim gelelim en baba dizilerden biri olan Game of thrones'a. Malumunuz tarihi bir dizi. Çekimler için bilmem kaç milyon dolarlar mı harcanmamış. Bilmem kaç tane figüran mı oynamamış. Fantastik öğeler barındıran dizimiz 2011 de başlayıp halen devam etmektedir. Yabancı diziler iyi hoş da çok uzun ara veriyorlar. Tamam diziler gerçekten hemen yayınlanabilicek diziler değil. Hele game of thrones çok fazla görsel içeriği olduğundan montajı çekimi şuyu buyu uzun sürüyordur. Şu aralar 4,sezon 2.bölümü yayınlanan dizimizi biraz tanıyalım...



 Dizide 7 soylu aile var ve hepsi demir taht için mücadele ediyor. Malum bu kadar insan olunca entrikaların ve kapışmaların arkası kesilmiyor. Yapmadıkları cinlik,hainlik kalmıyor. Birde dizide kimin kim olduğunu karıştıracak kadar kalabalık bir oyuncu kadrosuna sahip olduğunu da unutmamalı. Kitaptan uyarlama bir dizi. Çoğumuz kitapları bitirdi bile. Yazarda da ne hayal gücü varmış yazmış da yazmış.
George R. R. Martin'in epik fantezi serisi Buz ve Ateşin Şarkısı'na dayanmakta olan dizi, adını serinin ilk kitabından almış. Kuzey İrlanda, Malta, Hırvatistan, İzlanda ve Fas'taki mekanlar ile Belfast'taki bir stüdyoda çekimler yapılıyormuş.



Kısaca Game of Thrones konusu: 
Yazların onlarca yıl, kışların ise bir ömür sürebildiği bir diyar, içten içe nifakla kaynamaktadır. Köklerini saldıkları topraklar kadar soğuk ve sert olan Starklar’ın kalesi Kışyarı’nın kuzeyinde, Yedi Krallık’ı koruyan Sur’un ardında tekinsiz güçler toplanmaktadır. Kuşkulu bir ölümün ardından kralı ve dostu tarafından saltanat makamı olan güneye çağırılan Eddard Stark kendisini Demir Taht’ı arzulayanların baş döndürücü entrikalarının arasında bulur. Dostuyla düşmanını, gerçekle yalanı ayırt edemez olan Eddard’ın ne kıyısında yürüdüğü uçurumdan, ne de Ejderkrallar’ın soyundan gelen sürgün Targaryen kardeşlerin taştan ejder yumurtalarında ve soylu atların sırtında serpilen iktidar düşlerinden haberi vardır. Kış, Starklar ve yandaşları için olduğu kadar Yedi Krallık için de uğursuz alametlerle gelmektedir.


Yabancı dizi sevenler için kesinlikle kaçırılmayacak bir dizi. Zaten izleyenler çoooktaaaan 4.sezonun 2 bölümünü izledi bile ama ben izlemeyenler ve izlemeyi düşünenler için biraz fikir vermek istedim.
Herkese iyi seyirler efenim...



14 Nisan 2014 Pazartesi

Mart bitmiş Nisan gelmiş...


Bu kadar ara vermeyi hiç sevmiyorum ama benimki tembellikten değil, tamamen teknolojik problemlerle alakalı bir durum...Bu ara çok şanslı olduğum için sanırım, bilgisayarımdan birkaç gün sonra internetim bozuldu. Ne güzel değil mi? Tam bilgisayarım yapıldı gelecek diye ümitlenirken, mağazada sağını solunu kurcalarken kırık olmayan ekran çerçevesinin çok sevgili teknoloji marketlerinden birinin çok duyarlı teknik servisi sayesinde kırıldığını farkettik. Hadiiii eve getirmeden tekrar verdik. Gerçi iyi oldu evde görsek ispat da edemezdik çerçevenin bizim dışımızda kırıldığını. Günler böyleee geçti gitti oldu nisan ayı.İnternet olayıda ayrı bir olay zaten onunda yapılması değişmesi vırtı zırtı 10 günü aldı. Şükür kavuşturana!!


Özlemişim buraları. Gerçi internetsiz ve bilgisayarsız yaşayabiliyormuşum onu öğrendim
 ha ha..:)


Geleyim bugün ki paylaşacağım objeme. Anne kız ortak yapımı olan ahşap ve çini karışımı kutu için ben değilde annem daha çok emek verdi diyebiliriz. Öncelikle merak edenler için kutuyu özel olarak marangoza çini içine oturacak şekilde derinlik vererek kestirdik. Kenarlarına annemin yaptığı çiniye uygun renkler vermeye çalıştım. Çatlatma tekniğini uygulayıp vernikledikten sonra takı kutusunu tamamladık. Fikir tamamen anneme ait. Sonucunu ikimizde çok beğendik.Umarım sizlerde beğenirsiniz.


Güzel haftalar diliyorum herkese.
...Sevgiler...


13 Mart 2014 Perşembe

...Makyaj Sanatı...

Makyaj sanatçısı Tal Peleg göz kapaklarının üzerine inanılmaz karmaşık çizimler boyayarak gözlerde inanılmaz yaratıcı bir makyaj yarattı. Gözün eğriliğine, kaş yapısına göre farklı tasarımlar yapan sanatçı göz kapağının üzerine suşi parçası,civciv,kedi,insan figürleri gibi ilginç şeyler çiziyor.













Bu harika makyajları görenler özel geceler için Tal Peleg’in kapısını çalıyor. Bu muhteşem tasarımlara rağmen kozmetik dünyası henüz bu tip tasarımları sahiplenmek konusunda kararsız.
kaynak
http://www.jeyyu.com/

11 Mart 2014 Salı

Çok Üzgünüm...



Çocuklar uyurken sessiz olunur, ölürken değil...

...Yenilenen Sehpa...


  Yeni evli olduğumdan evimde öyle eski eşya yok.  Kendim de olmasada tanıdıklarımda eskimiş ve atılmaya yüz tutmuş eşyalar olunca diyorum sakın atmayın yaparız birşeyler. Geçenlerde annem atmayı düşündüğü bu sehpadan bahsetti. Sehpa ahşap ceviz rengindeydi yılların vermiş olduğu yorgunlukla kenarlarından dökülmeler olmuş çoğu yeri de jiletle kazınmış gibiydi. Düşündük ne yapalım ne yapalım. Annemler oturma odalarını yeni yenilediler. Oturma grubunu değiştirince perdeleri de değiştirelim istediler. Oda uyum içinde olunca sehpa da oturma odasına yakışsın istedik.


 Bende perdenin kumaşından fotokopi çektirip sehpanın üstüne dekupaj yaptım. Kenarlara çok yoğun olmayacak şekilde metalik boya ile eskitme yapıp son olarak da sprey vernikle tamamladım. Akıl edip de eski halinin fotoğrafını çekmeyi unutmuşum. Sonuç güzel oldu diye düşünüyorum.



Güzel haftalarınız olsun...
...Sevgiler...